28 Mayıs 2013 Salı

Üniversite mezunları üzgünüm, sizi muhtemelen işe almayacağım!!!


Sevgili üniversite mezunları;
Gelecek aylarda birçok genç eğitimlerindeki son dönüm noktasını tamamlayarak üniversite mezunları arasına katılacak. Mezuniyet töreni, gelen tebrikler ve partilerin tadını çıkarın. Her şey sona erdiğinde ve dışarıdaki dünyaya ilk adımlarınızı attığınızca muhtemelen ben ya da benim gibi kişilerle tanışacaksınız. Ben hayallerinizdeki patronlardan biriyim. Dijital sektörde, yapılan şeylerin ilginç ve tatminkar olduğu, hızla büyüyen, saygın bir şirketi yönetiyorum. Fakat bazı kötü haberlerle ilgili dürüst olmam gerek: Sizi muhtemelen işe almayacağım.


image

Bunun nedeni doldurulması gereken pozisyonlar olmaması değil. Tersine sürekli yeni yetenekler arıyorum ve doğru becerilere sahip biri şirkete geldiğinde kapından ilgi çekici bir teklifle çıktığına emin olabilirsiniz. Sorun şu ki doğru yetenekleri bulmak gerçekten çok zor. Sevgili mezunlar bunu söylediğime üzgünüm fakat muhtemelen siz de o yeteneklere sahip değilsiniz.

Bu kısmen sizin suçunuz değil. ABD'de doğup ABD'de okula başladıysanız, Amerikan futbolu oynayan okul takımlarının, ileri derece bilgisayar bilimleri dersi veren okul sayısından sekiz kat daha fazla olduğu bir sistemde eğitim görmüşsünüz demektir. Üniversitelerde de durum hemen hemen aynı. Yakın zamanda yayınlanan bir rapora göre, Amerika'daki üniversiteler gelecek on yıl içinde 40 bin bilgisayar bilimleri mezunu verecek. ABD ekonomisinin ise bu alanda 120 bin yeni iş sahası açması bekleniyor. Hesabı yapmak için matematik profesörü olmanıza gerek yok. Bu, işi yapabilecek insan sayısının üç katı iş anlamına geliyor.

Söz konusu krizin üzerine eğilmenin zamanı gelmiş görünüyor. ABD'nin bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik öğretmenlerinin sayısını arttırması bunun yanında ilk, orta okul ve lise öğrencilerinin son çıkan donanım ve yazılımlara erişimini artırması gerekiyor. Özellikle benim sahip olduğum şirket gibi, bilgi teknolojilerine bağımlılığı çok fazla olan kurumların, okulların mezunlarına daha iyi eğitim verebilmesini sağlamak için sponsor olarak bu çabaya katkıda bulunması gerekiyor. Fakat yapbozun halen eksik olan bir parçası var ve bu da en büyük kontrole sahip olduğunuz parça yani siz.

Yapacak çok fazla işiniz ve üzerinizdeki kazançlı bir iş bulma baskısının çok yoğun olduğunu biliyorum. Fakat şunu anlayın çünkü geleceğiniz tam olarak buna bağlı olabilir. Bu ekonomide hayatta kalmak istiyorsanız bilgisayar dilini konuşmayı öğrenmeniz yararınıza olacaktır.

Eğlence için NASA'nın bilgisayarlarını hack'leyebilecek düzeyde dahi programcılar olmanız gerektiğini söylemiyorum. Bu seviyede kodlama bilgisi oldukça özel ve nadir bulunan bir şey. Ben dahil bu sektördeki birçok kişi, nasıl New York Knicks'te oynayacak atletik yeteneğe sahip değilsek bu yeteneğe de sahip değiliz.

Biz uzman olmayanların sahip olduğu şey ise, bu bilgi sistemlerinin nasıl çalıştığı hakkında, bunları diğerleriyle tartışırken yararlı olabileceğimiz şekilde yeterince bilgi sahibi olmak. Şu örneği düşünün, müşterilerle toplantıdasınız ve biri size belli bir dijital projenin ne kadar süreceğini soruyor.

Mühendisler ve programcıların temelde ne yaptığını anlamıyorsanız ve kod yazmanın ilkeleri ve hilelerine yeterince aşina değilseniz vereceğiniz cevap muhtemelen bir tahmin niteliğinde olacak ve muhtemelen yanılıyor olacaksınız. Hayalinizdeki iş ister pazarlama ister satış ister programcılıkla ilgisiz görünen başka bir departmanda olsun şirketimin basit işleyişinden anlamıyorsanız sizi işe almam. Üstelik bu konuda yalnız değilim.

Medya, teknoloji ya da benzer bir alanda iş bulmak istiyorsanız bu yaz için ilk hedefiniz temel bilgisayar dili öğrenmek olsun.

Büyük resmi görebilmek için bilgisayar dillerinin gramer ve mantığını yeterli seviyede öğrenin. API'lara aşina olun. Amatörce de olsa Python ile ilginiz olsun. Birçok işveren için bu yeterli olacaktır. En azından iki programlama diline aşinalık kazandıktan sonra CV'nizi yollamaya başlayın.

Mezuniyetiniz şimdiden kutlu olsun, gerçek dünya eğitiminizde de iyi şanslar dilerim.

—McDonald, Manhattan merkezli reklam teknolojisi şirketi PubMatic'in başkanı. Daha önce Time şirketinin dijital başkanıydı.


"Digits bloğundan alınmıştır." 

13 Mart 2013 Çarşamba

PARANIN YOLU ŞÖHRETTEN ŞÖHRETİN YOLU İNTERNETTEN Mİ GEÇİYOR?


      Bu yazıyı okuyorsanız  internetin gücünün en az bir internet iletişimi  uzmanı kadar farkındasınız demektir.  Çünki internet  iletişimi uzmanlarının araştırma konusu tam da bu haberi neden okuduğunuz.
Çok değil 10 – 15 sene önce şöhretin ve bu sayede para kazanmanın yolu televizyondan geçiyordu. Şimdi ise İnternnetten geçiyor.

     Yapılan iş ne olursa olsun internette adınız, ürününüz, hizmetiniz, şirketiniz  geçmiyorsa henüz profosyonellik  ve yapılan işte marka olma süreci tamamlanmamış demektir.  Bu da ‘’henüz hayalleriniz kadar kazanmıyorsunuz’’ anlamına gelir...  Yetenekliyseniz ve işinizi doğru yapıyorsanız 5 tl’lik kurabiye de satsanız 300.000 €uroluk araba da satsanız hem itibar, hem para, hem şöhret sahibi olabilirsiniz.  Bunu keşfeden ya da yeteneğiyle hisseden tüm profosyonel şirketler  interneti  en önemli iletişim mecrası olarak kullanmaya başladı. Hatta işin profosyoneli  bile oldular.  Bankalardan, inşaat şirketlerine kadar bir çok ulusal şirket milyonlarca dolarlık internet yatırımları yapmaya başladı. Bu sayede internet milyar dolarlık dev bir pazar haline geldi.  İnşaat sektöründen , online sipariş komisyoncularına kadar aklımızda onlarca başarı öyküsü var.  

      Çok değil bir iki sene öncesine kadar, herkes ‘’benim de şöyle bir restauranım olsa ‘’ diye gittiği her kalabalık  mekanda masa hesabı yaparak para kazanma hayali kurarken şimdi internetten köşeyi dönmenin yollarını arıyor. Çünkü herkes burda. Şöhret olmak kolay.  Özellikle internette. Önemli olan işinizi doğru yapmak. 
Eğer işinizi doğru yapmıyorsanız itibarınız yavaş yavaş kötü şöhrete dönüşüyor. Bunun örneğini hemen hemen her sektörde görüyoruz. Bugünlerde en çok inşaat  sektöründe. Reklamın gücünü keşfetmiş,  iyi reklamcılarla çalışarak çok kısa zamanda 25-30 yıllık şirketlerin şöhretlerini  yakalamış, bu sayede iş yapmış, para kazanmaya başlamış müteahitlerin işlerini ellerine yüzlerine bulaştırınca itibarlarının nasıl kaybolduğunu , hatta bir daha iş yapamayacak kadar kötü şöhretlerinin yaygınlaştığını görüyoruz.  

        Kötü şöhret en kolay yine internetten yayılıyor. Dev şirketleri iş yapamaz hale getiriyor, bir videoyla 40 yıllık parti başkanlarını koltuğundan ediyor.  İyi kötü herşeyin bu kadar hızlı ve büyüyerek, yayılmasının en önemli yanı herkesi doğru düzgün iş yapma konusunda terbiye etmesi. Böylece artık şirketler müşterilerine, çalışanlarına , iş ortaklarına kurallara uygun, olması gerektiği gibi davranma konusunda  ‘’internete düşerim ‘’ endişesiyle daha dikkatli olmak durumunda.

        Peki Siz, internetin nimetlerinden yararlanacak mısınız? 

        Yoksa işinizi düzgün yaptığınız halde Sizi şöhrete , paraya ve güce kavuşturucak bu ‘’sihir’’ den habersiz hayal kurmaya devam  mı edeceksiniz?

İşinizi iyi yaptığına inanıyor, müşterilerinizi memnun ediyorsanız daha da büyümek, belki de aklınıza bile gelmeyen yeni iş fırsatlarına kapı açmak için internetin deneyiminden ve gücünden yararlanma fırsatını kaçırmayın.


8 Ocak 2013 Salı

Tüm Öküz Kalmak İstemeyenlere Hitaben...


- Giyimine, konuşmana, bakışına, duruşuna, her şeye karışıp kendi bildiğini okuyorsa

·    Özel hayatına saygı duymayıp kendini dünyanın merkezinde görüyorsa

·    Aşırı kıskanç ya da aşırı larç bir tavır sergiliyorsa

·    Üzerinde baskı kurmaya çalışıyor, seni sürekli başkalarının özellikle kendi arkadaşlarının yanında bozuyorsa

·    Kötü bir yalancı ise ve yalanında ısrarcı davranıp kendin ile beyin fırtınası yapmana sebep oluyorsa

·    Seni maddi-manevi sömürüp doymuyorsa

·    Şiddet gösterecek sonrasında ağlayıp, yalvaracak kadar acizse

·    Tüm yalanlarına karşılık her doğrunda yalan arayıp seni çileden çıkartıyorsa

·    Evde kedi, dışarıda aslan kesiliyorsa

·    İçki içince sapıtıp seni güç duruma sokuyorsa

·    Küfür ediyor, argo konuşuyor ve sana asker arkadaşım muamelesi yapıyorsa

·    Gözünün önünde sana asılan erkeklere, arkadaşlarına aldırış etmiyor, paylaşımcı davranıyorsa

·    Geçmişinle seni yargılıyor, olanca pisliğine rağmen meleği oynuyorsa

·    Seviyor ve bunu söylemiyorsa, hatta sevgisiyle ters orantılı hareket edip seni sürekli kötülüyorsa... Önde gideni

·    Doğum günü, tanışma-evlilik yıldönümü, sevgililer günü ve bilumum özel günleri hatırlamıyor, önemsemiyorsa... Hatta işi
·    ileri götürüp o günlerde kasıtlı arıza çıkartıp günü heba ediyorsa... En önde gideni

·    Seni aldatıyor, üstüne utanmadan bunu anlatıp pişman olduğunu iddia ediyorsa... Pişman değilse... önde gideni

·    Seni aramıyor, aradan günler geçtikten sonra arayıp bir şey olmamış gibi konuşuyor ya da gün içerisinde sürekli arayıp hayatını taciz ediyorsa

·    Evli, çocuklu ve görünür de mutluyken hala gözü dışarıdaysa

·    Bir kadının laflarını işine geldiği gibi çevirip cinsel çağrışımlar yaratıyor ve bunu karşı tarafı bozmak için kullanıyorsa... önde gideni

·    Her fırsatı değerlendirip senin mutsuzluğundan, umutsuzluğundan yararlanıp karlı çıkmaya çalışıyorsa

·    Kıroyum ama para bende diyip her şeye para ile sahip olabileceğini sanıyorsa

 http://radorecdn.bobiler.org/upload/all/140/sorf_mal_kro_don_1404613068.jpg 
 ·    Senin ruhuna dokunamazken, tenine dokunmaya yelteniyorsa

·    Mutlu sonla biten bir gecenin ardından gidesin diye gözünün içine bakıyorsa, sonrasında hafıza kaybı yaşayıp hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsa

·    Dürüst davranmayarak olmayacak dua'ya amin demene yol açıyor, sonrasında umutsuzluk ve hüznünle seni baş başa bırakıyorsa

·    İlişkinizin bitmesine rağmen hala sana karışıyor ve açığını yakalamaya çalışıyorsa

·    Biten ilişkinin ardından "çivi çiviyi söker" mantığıyla hareket edip o çiviyi en yakınında arıyorsa... Buluyorsa ikisi birden en önde gideni

·    Bende ki öküz tanımlamaları da ortalıkta dolaşan iki ayaklı öküzler de bitmez. Hani anlatsam belki roman olmaz ama onlardan bir öküz çiftliğim olur.

·    Sözüm meclisten dışarı dostlar, bugünlerde kendimi çoban gibi hissediyorum...

Tüm öküz ve öküz kalanlara hitaben...

6 Ocak 2013 Pazar

Beyoğlu'nda Neler Oluyor ?



Sevgili Liverpool sakinleri.. Biliyorum konunun sizinle bir ilgisi yok.. Butun bunlar Istanbulda oluyor ama Kizim sana soyluyorum gelinim sen anla..Baska turlu olmuyor..

Beyoglu bolgesinde Eski Maxim Gazinosu arkasinda yer alan buyuk otel insaati harfiyatinda gecen hafta gizlice cekilmis olan bir fotograftir soldaki. Gormus oldugunuz gibi kazi esnasinda ortaya bir dehliz cikmistir. Bu dehlizin arastirilmasi, nerelere gittigi, neler oldugu konusunun aydinlatilmasi gerekmektedir. Ya tarihi bir deger, yada eski Maxim gazinosu arkasindan cikilan gizli bir tuneldir bu !

Ancak tum sikayetlere ragmen, ilgilenilmedigi gibi, 5 gun sonra toprakla gizlenmistir.. Kultur bakanligina ihbarda bulunulmustur. Muzeler mudurlugu aranmis ancak telefona oglen vaktinda uykulu bir ses cikarak yetkililerin musait olmadigi soylenmistir.

Bunu paylasirsaniz Facebook bu dehlizin annesine, tiklama karsiligi 1,5 Cent vermicek. Boyle ahmakca bir durum degil. Durum daha ciddi. Ve bunu paylasin ! Mutlaka paylasin ! Kamuoyu olusturmak ve tepki yaratmaktan baska hic bir sans yok artik !!!!

Devlet kurumlari gorevlerini yerine getirmiyor.. Bir Yunanistan kadar anarsist degiliz, sukrederiz kursagimiza bir lokma girdiyse.. Ama en azindan sunu paylasin.. Paylasin..


Kaynak: Facebook